Aile karmaşık bir sistemdir. Aile içinde 'evlilik (karı-koca) ilişkileri, 'anne-baba-çocuk' ilişkileri ve 'kardeş ilişkileri' olmak üzere üç farklı ilişki biçimi vardır. Bu ilişkiler hem birbirlerinden etkilenir hem de birbirini etkiler. Aile birliğinin devamını ve aile hayatının kalitesini belirleyen evlilik ilişkileridir. Evlilik ilişkileri, eşlerin ebeveynlik davranışını etkilediği için aile hayatında büyük öneme sahiptir. Bununla birlikte, evlilik ilişkilerinin anne-baba-çocuk ilişkisini de etkilediği düşünülmektedir. Anne-babanın temel görevi, çocuğun duygusal, fiziksel ve sosyal gereksinimlerini karşılamak, bir yandan da sağlıklı gelişimi için en iyi ortamı hazırlamaktır. Çocuk, anne ve babanın ona sunduğu kişilik ve cinsiyet modelleri ile sosyal kuralları ve ahlaki değerleri öğrenerek, karşılıklı bir etkileşim içinde büyür. Mutlu bir evlilik ilişkisi yaşayan ve birbirlerini destekleyen anne babaların, çocuklarının ihtiyaçlarına daha duyarlı oldukları ve onlarla daha olumlu ilişkiler geliştirdikleri düşünülmektedir. Olumsuz ya da çatışmalı evlilik ilişkisine sahip anne-babalar ise, yaşadıkları gerginlik ve sıkıntılar nedeniyle çocuklarının ihtiyaçlarına karşı daha az duyarlı olabilmektedirler. Bu bağlamda evlilik uyumsuzluğu ya da çatışmasının söz konusu olduğu durumlarda, anne babaların çocuklarıyla olumlu ilişkiler kuramayacağı ileri sürülmektedir. Bu yaklaşımın temelinde, bir ilişki sisteminde meydana gelen duyguların, diğer sisteme aktarılabileceği anlayışı yatar.
Örneğin, anne-baba-çocuk arasında yaşanan bir duygu karı-koca ilişkisini etkileyebilir. Buna göre, anne-babanın evlilik ilişkisi olumluysa, çocuklarıyla ilişkileri olumlu olacak; ilişkileri olumsuz ise çocuklarıyla ilişkileri olumsuz olacaktır.
Karı- koca arasında yaşanan duygular, ebeveyn-çocuk ilişkisini şu biçimlerde etkiler:
- Evlilik ilişkisindeki sorunların çocuğa yöneltilmesi, (günah keçisi bulma)
- Çocuğun anne-babasının model oluşturduğu davranışları öğrenmesi,
- Evlilik uyumsuzluğunun, anne-babanın çocuk yetiştirme biçimini etkilemesi,
- Evlilik ilişkisinde ve anne-baba-çocuk üçlüsünde yaşanan problemlerin stres oluşturması.
Evlilik ilişkisindeki sorunların çocuğa yöneltilmesi (günah keçisi bulma):
Evliliklerinde sorun yaşayan ve bu sorunu halledemeyen çiftler, çocukları için endişelenerek işbirliğine gider ve çocuklarının sorunlarıyla uğraşmaya başlar. Adeta aralarında anlaşma sağlamanın bir yolu olarak çocuklarının sorunlarına odaklanırlar. Çocuğu aşırı koruyucu ya da suçlayıcı şekilde davranırlar. Çocuğun yanlışlarına ya da davranış problemlerine odaklanma, anne-babayı evlilik ilişkisindeki çatışmadan uzaklaştırır. Bu süreç evlilik ilişkisindeki gerginliği azaltırken, çocuğun psiko sosyal gelişimini olumsuz yönde etkiler. Çocuğun bu sürece katkısı, anne-babasını evlilik problemi tehdidinden uzaklaştırmak amacıyla, problem davranış sergilemek ya da var olan problemi arttırmak şeklinde olur.
Çocuğun anne-babasının model oluşturduğu davranışları öğrenmesi:
Çocuklar çok sevdikleri ve önemli gördükleri anne-babalarının davranışlarını model olarak öğrenirler. Anne-babalarını gözleyerek, insanların birbirleriyle anlaşma yollarını öğrenirler. Yapılan çalışmalarda, uyumlu bir evlilik ilişkisi içindeki çiftlerin sıcaklık ve özen içinde oldukları; çatışmalı bir evlilik ilişkisi içindeki çiftlerin ise sıcaklıktan yoksun ve düşmanca sayılabilecek tavırlar içinde oldukları görülmüştür. Model alarak öğrenmenin iki yolu vardır: Çocuk anne-babayı model alarak, onların davranışları ile ilgili bilgi kazanır: Eğer anne-babalar, çatışma esnasında birbirlerine düşmanca ve saldırganca davranıyorlarsa, çocuk (yaşına uygun şekilde) saldırganlığı, anlaşmazlıkların çözümünde kabul edilebilir bir yol olarak öğrenir. Çatışmalı ortamlarda saldırgan olmayı öğrenen çocuklar, kendilerinden daha büyük ve daha güçlü gördükleri anne-babalarına karşı saldırgan olmayabilirler, fakat bunun yerine akranlarına veya kendinden küçük çocuklara karşı saldırganca davranabilirler. Model alma, çocuğun davranışları üzerindeki baskıyı kaldırıcı özelliğe sahiptir: Çocukların, anne-babalarının saldırgan davranışlarını gözlemesi, onların da saldırgan olmalarına izin verildiği duygusunu yaratabilir. Temelde anne-babasının davranışlarını model alan çocuklar, saldırganlığı "kabul edilebilir" bir kalıp olarak algılayabilirler. Bu noktada saldırgan olma eğilimi olan çocuklar, özellikle daha saldırgan hale gelebilirler. Çocuklar anne-babalarının bu türden davranışlarına ne kadar çok şahit olurlarsa, bu davranışları öğrenme ve saldırganca davranışların pekişme oranı o kadar artar.
Evlilik uyumsuzluğunun, anne-babanın çocuk yetiştirme biçimini etkilemesi:
Evlilik uyumsuzluğu yaşayan anne-babaların daha az tutarlı bir disiplin kurdukları öne sürülmektedir. Anne-babaların çocuklarla ilgili kararlarda anlaşmazlık içinde olmaları, farklı davranışlara neden olabilir. Evlilik stresinden kaynaklandığı düşünülen bu durum disiplinde tutarsızlığa neden olur. Bu tutarsızlık da çocuklarıyla ilişkilerinde sorunlara neden olur.
Evlilik ilişkisinde ve anne-baba-çocuk üçlüsünde yaşanan problemlerin stres oluşturması:
Evlilik ve anne-baba-çocuk ilişkisinin birbirini üç şekilde etkilediği öne sürülmektedir. Karı-koca arasında yaşanan sorunlar, ebeveyn-çocuk ilişkisini etkiler. Stres altındaki ebeveynin duygusal olarak, çocuğun ihtiyaç ve arzularını duyarlı bir şekilde karşılayacak durumda olmadığı düşünülür. Bu bağlamda anne-babalarından yeterince ilgi ve sevgi alamayan çocuklarda problem davranışlar gözlenebilir. Ebeveyn-çocuk ilişkisinde yaşanan sorunların, karı-koca ilişkisini etkilediği yönündedir. Eğer çocuk, anne-babası için endişe kaynağı ise ya da özel dikkat ve bakım gerektiriyorsa bu olumsuz etkinin arttığı düşünülmektedir. Bu durum, aile rutinini bozmakta, anne-babaların birbirlerine ayırdıkları zamanı azaltmakta ve maddi-manevi tükenmeye neden olmaktadır. Ne evlilik ne de ebeveyn-çocuk ilişkisinden kaynaklanmayan, ancak bütün aileyi strese sokabilen zorluklardan kaynaklanan problemler yaşanabilmektedir. Örneğin, aile üyelerinden birinin uzun süren ve ciddi bir hastalığa yakalanmış olması, ebeveynlerin işsiz kalması gibi yaşam olayları tüm aileyi etkileyerek ilişkilerde gerginliğe neden olabilir. Bu durumda hem ebeveyn çocuk ilişkisinde hem de eşlerin evlilik ilişkisinde çatışmalar yaşanabilmektedir.